istanbul - ankara - izmir... Ya peki diğerleri???

0
parsifal
Kendi sanal mekanlarımızda yaşıyoruz hayatımızı. Büyük şehirlerde oturuyoruz. Bağlantılarımız çok hızlı çalışıyor. Gelişiyoruz, hızlanıyoruz. Peki ya diğer şehirler de durum nedir acaba? Biz "iletişim çağını" oluşturan bir avuç kullanıcıyız esasında...

İş gezisi nedeniyle son 5 gündür Mersin'de bulunuyorum. Tüm iş hayatını ve özel hayatını pc ve internet karşısında geçiren biri olarak burda "sudan çıkmış balığa" döndüm.

Burda internete erişmek için normal bir pc kullanıcısı olmak dışında daha pek çok özelliğe sahip olmanız gerekiyor. Kısaca "arayüz" kullanıcısı olmak yetmiyor. Bağlanmak için "146" teknolojisinden haberdar olmanız gerekiyor. İstanbul'da çok hızlı çalışan pek çok ISP'nin burda bir halta yaramadığını yaşıyarak öğrendim.

Her şey 5 sene önceki İstanbul'un durumuna benziyor. "Eee, yokmu kablo bağlantı?" falan diyebilirsiniz. O ne? Daha kablolu tv tam olarak yaygınlaşmamış. Internet burda internet cafélerin dışında çok da yaygın değil. Amacı dahilinde kullanılmıyor denilebilir. p3 733, 256 mb ram, 20 gb hdd, ve bilimum 3d kartı olan bir makina 4000 $'a kolayca satılabiliyor. Bu örnekle ne demek istediğimi tam olarak anlatmış olabilirim.

Büyük şehirlerimizde kendimizin topladığı pc'ler başında gerçektende "sanal alemde" yaşıyoruz. Birileri bizleri gerçektende kandırıyor olsa gerek...

Kafelerin kapılarında asılı bir yazı var burda:"Bay ve Bayan Bilardo Salonu"

Mersin'den sevgiler...

Not: bu yazıyı yazabilmek için önce 146'dan bağlandım. Bağlantı 5 dakikada bir kesiliyordu. İxir'in web sayfasından yardım telefonunu bulduktan sonra (216) kodlu yardım telefonundan ixir'in Mersin için erişim numaralarını sordum. 1-2 dakika sonra cevabımı alabildim. Ve internete kavuştum. Ama nasıl bir bağlantı???

Görüşler

0
anonim
Ütopyalarımız gerçekleşiyor hızla



Ve bizler, sınırsız bilgi paylaşımı, anında erişim, evrensel mesajlaşma gibi olguları yaşadıkça daha mutsuz oluyoruz. Çünkü artık olması için umut beslediğimiz Ütopyalarımız geride kalmaya başladı, umut ettiğimiz şeylerin bir kısmı gerçekleşti, ama daha güzel bir hayat yaşamıyoruz nedense.



Savaşsız bir toplum, açlık çekmeyen insanlar ve bunun gibi konulardaki Ütopyaları ise zaten çok önce ulaşılmaz diye bir kenara attık.



Kimbilir belki de biz hala dedelerimizin Ütopyalarını kovalamalıyız.

0
FZ


MIT (ABD'deki :-) tarafindan yayinlanan Technology Review adli aylik yayinin son sayisinda ($ubat) Ray Kurzweil ile Michael Dertouzos adli iki önemli $ahsin kar$ilikli sütunlardaki tarti$malarini okumanizi salik veririm eger Ingilizce biliyorsaniz, aslinda bence bunlari Türkce'ye cevirsek de yayinlasak gayet güzel olur.




Teknoloji zibidiligini ciddi ve karizmatik bir kilifla sunan bir adam bir yanda, insan tutkularinin, zayifliklarinin teknoloji gibi bir ilerleme icinde olmadigini ve bilgisayar ciplerindeki hizlanmanin akillanma haline gelmedigini söyleyen derinlikli bir adam öte yanda.




Aslinda nasil ki bilimkurgu diye okudugumuz kitaplarin derdi 1500 yil sonraki teknolojiyi anlatmak degil de günümüzün cözümlemesini farkli bir edebiyat teknigi ile yapmak ise, bütün bu bilgisayardi, Internet'ti, ne olacak bu memleketin hali tartismalari da tabii ki dümdüz teknik meseleler degil.




Bu dünyanin binbir türlü halini bilmeden, ekonomik yapilari, bunlarin politika ile baglantilarini ve tümünün de medya ile baglantilarini bilmeden ne teknoloji üzerine, ne toplum üzerine konu$ulabilir diye dü$ünüyorum.




Bu baglamda burada bir tarti$ma ba$latmak yerine henüz okumami$ olanla gene yazinin ba$inda adi gecen üniversitede (MIT) cali$an ve dilbilim profesörü olan Noam Chomsky'nin dünya düzeni, medya, ekonomi-politik üzerine yazdiklarini okumalarini tavsiye ediyorum. Söz konusu yazar, dünyanin sayili enetelektüelleri arasinda olup, ABD'deki hakim politik sisteme ta Vietnam sava$indan beri ettigi detayli muhalefet ile saygideger bir yer edinmi$tir. Kitaplari arasinda Türkce'ye cevrilenlerden birkaci: Medya Gercegi, Kader Ücgeni, Dünya Düzeni: Eskisi Yenisi, Halkin Sirtindan Kazanc.




Okumaya, düsünmeye, analiz etmeye, üretmeye ve tartismaya devam...

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

17 Ağustos 2001: Deprem Rantı ve Depremzadeler

parsifal

Aradan iki yıl geçmiş. Hayatlarımızda pek çok şey değişti, değişmekte... 2 yıl sonra ilk defa 17 Ağustos gecesi evimdeyim. Koşturmacalar, yorgunluklar geride kalmış. Ama yaralar hala kapanmamış. İnsanlar hala evsiz, işsiz. Yaşam mücadelesi onlar için daha zor geçiyor. Bizler sadece onlara bir müddet yardım elimizi uzatabildik elimizden geldiğince...
Konutları hala bitmemiş, yardıma muhtaç binlerce insan varken biz birde kalkıp SOS 2001 diye fuar düzenliyoruz. Yüzlerce arama kurtarma ekibi kuruldu. Milyonlarca doları kurtarma malzemesine yatırıyorlar, yatırmaya devam edecekler... Fuarda gezip görecekler, siparişlerini verecekler. Tam teşekküllü ekipler olacaklar.

Dediği gibi: "Bana mı olacaklar???"

Geleceğin Medyası

redogre

Geleceğin Medyası

New Orleans, Google Map'de

Soulblighter

Google Map, New Orleans için özel bir sekme açarak, şehrin son halini görüntüledi.

Steve Jobs' tan hayat dersleri

Tarık

Macintosh ve Pixar ' ın kurucusu, hali hazırda yöneticisi Steve Jobs' tan kendi yaşamının kırılma noktaları, seçimleri ve hayatı hakkında değerli bir konuşma.

An Istanbul breakfast with Tim O'Reilly

sundance

It all began with a tweet; "Just arrived in Istanbul for #occrp meeting. Staying at the lovely Antalya hotel with a view of the sea of marmara. Now out for a ramble Tim O'Reilly"

I asked if he would care for an interview, to my surprise he kindly accepted, even introduced us to OCCRP people, stating that we are from "Turkish Slashdot", which made us feel both proud and overinflated :)

Let me say that all the blunders are mine (especially not mentioning more about OCCRP guys who are doing a wonderful job) while all the provacative thoughts belong to Mr. O'Reilly (of course I do not refer to the Fox Tv Guy :)

We enjoyed talking with him, I hope you enjoy reading it. (Bu uzun röportajın deşifresini ancak bitirebildim, bu yüzden daha fazla bayatlamadan çevirmek için beklemeyip yayınlayalım istedik. Türkçe halini (referanslar eklenmiş olarak) kısa süre sonra yayınlamayı umuyoruz.)