Tıklayınca bir insanın doyduğu Ey Dünya!

0
anonim
"Eğer yüz insan doyuramıyorsanız bari birini doyurun" demiş Rahibe Teresa.

Sadece tıklıyorsunuz sarı kutuya, o kadar. Size herhangi bir huzur veya bir şeyler yapmış olma hissi duyacağınızı garanti etmiyorum. Ama böyle bir şey varken tıklamamak da duyarsızlık olur herhalde.

Hangisi daha garip karara varamadım; bir sarı kutuya tıklayınca aç bir insanın doyması mı, yoksa bu kadar aç insanın var olduğu gerçeği mi?

http://www.thehungersite.com

Görüşler

0
experience
Bo$una tiklamayin. Kimseye yiyecek falan gittigi yok.
Ancak sanal hayvan (tamagochi) besleme hissi verebilecektir olsa olsa.
Amerika onceki elindeki kani temizlesin. Olumlere sebep olmayi biraksin.
Ondan sonra nerelerine isterlerse tiklayalim.
Hatta MSNlerimize gul bile koyariz.
0
vst
Ya, koyun gibi davranmak da istemiyorum, saga sola tikla dediklerinde tiklayarak. Ama, sirf reklam yayinlamak icin birileri thehungersite'a tiklama basina para veriyor olabilir diye tikladim.

Hakikati nasil anlayacagiz, bilemiyorum...
0
experience
olay da burda zaten. tiklayinca ac cocuk doyurmuyoruz. hundersite'i destekleyenleri desteklemi$ oluyoruz. biraz da vicdanen rahatladik mi artik amerikaya neden du$man olalim ki. bak ne guzel adamlar. hem dunyaya bari$ getiriyolar. hemde aciligi engelliyolar.
0
vst
Bu tarz siteleri gorunce nedense aklıma Bush, Pentagon gibi şeyler gelmiyor. Zihnimde biraz daha devlet/millet üstü şeyler uyandırıyor. Yani, kısacası Amerika Birleşik Devletleri'nin yaptığı şeyleri gözümde meşrulaştırmıyor. Aksine, Stallman, Lessig, Chomsky gibi iyi Amerikalıların da varlığını, sağduyuyu hatırlatıyor. Tabii ki, bu benim için böyle... Başka insanların ne düşündüğünü bilemiyorum. Amerikanın Irak'ta özgürlük için savaştığını zanneden gerizekalıların varlığını da aklıma getirince, çöple saman karışıyor. Haklı olabilirsiniz.
0
Soulblighter
Birilerine neden yardım ederiz veya etmeye çalışırız? Gerçekten iyilik yapmak için mi? Yoksa sadece vicdanımızı rahatlatmak için mi?

Bu tür siteler bize ikinci seçeneği yaşatıyorlar. Sadece vicdanımız rahatlıyor ve bir an için aç insanlara yardım ettiğimizi düşünüp, bir süre sonra onları gönül rahatlığıyla unutabiliyoruz. Ama gerçekler hiç değişmiyor. Onlar yine aç.

Aç insanların nasıl yaşadığını yerinde görmeden onların durumlarının anlamamız mümkün değil.

Ayrıca yardıma ticareti bulaştırmak da doğru değil. İnsanlar tıklayacak, reklamı görecek, bir aç insan doyurulacak. Eğer gerçekten yardım edilmek isteniyorsa, bunu yapan şirketin ivedilikle aç insanları doyurması gerekir. Ondan sonra gerekiyorsa reklam yapsın. Bu kadar aç insanı doyurdum, bu kadar masraf yaptım, benim ürünlerimi alın kullanın filan diye.
0
FZ
Suppose you wanted to get rid of economic inequality. There are two ways to do it: give money to the poor, or take it away from the rich. But they amount to the same thing, because if you want to give money to the poor, you have to get it from somewhere. You can't get it from the poor, or they just end up where they started. You have to get it from the rich.
http://paulgraham.com/inequality.html
0
sefalet
Eğer kimseye yardım yapılmadığına dair dayanağı olan bir veri elinizde var ise paylaşırsanız memnun olurum.Aksi taktirde uyarınız nasıl ciddiye alınabilir.

Birileri aç insanlara yardım ediyorsa kimin ve kime yardım edildiği önemli midir?

Farzedelim gerçekten aç bir insanın doymasını sağlayan bir mekanizma mevcut buna duyarsız kalarak asıl sanal hayvanı yani kendimizi beslemiş olmuyor muyuz?
0
parsifal
Gerçekten aç insanları doyurabilen bir mekanizma varsa buyursun doyursun. Neden işkence eder gibi bi yerlere gidip bi şeylere tıklamamız gerekiyor?

Ya da neden bu tv radyo vs bi yerlerde çıkmıyorda böyle şehir efsanesi şeklinde spam posta olarak dolaşıyor?

İnsanlar aç ise ve biri bunları doyurmaya gönüllü ise neden "Ahmet, Mehmet tıklamadan doyurmam" kaprisi neden? Engel olmak değil amacım sadece işlemi hızlandırmak.
0
sefalet
"Gerçekten aç insanları doyurabilen bir mekanizma varsa buyursun doyursun. Neden işkence eder gibi bi yerlere gidip bi şeylere tıklamamız gerekiyor?"

Ben fareyle bir yeri tıklarken bir şey olmuyor ama sizin durumunuz farklı herhalde.Bir yeri tıklamayı (amaçsız da değil üstüne üstlük) işkence sayıyorsanız hayat zor olmalı bulunduğunuz yerde.

"Ya da neden bu tv radyo vs bi yerlerde çıkmıyorda böyle şehir efsanesi şeklinde spam posta olarak dolaşıyor?"

Rahatlayın ortada en azından konu başlığı ile ilgili reklam vs. amaçlı e-posta bulunmamakta.Sadece bir site var birde sarı kutucuk büyütmeye gerilmeye gerek yok.

"İnsanlar aç ise ve biri bunları doyurmaya gönüllü ise neden "Ahmet, Mehmet tıklamadan doyurmam" kaprisi neden? Engel olmak değil amacım sadece işlemi hızlandırmak."

Siz sanırım başka bir dünyadan geldiniz, hoşgeldiniz.
0
parsifal
Ben fareyle bir yeri tıklarken bir şey olmuyor."

evet tıklayınca işte bir şey olmuyor benim anlatmak istediğimde bu. olayı özetlediğin için teşekkürler.
0
sametc
evet amerika insanı aç bırakır... maalesef panama city'de olan abim sayesinde oğrenmiş bulunuyorumki asıl işçiyi sömüren amerikaymışbeeyawwff abimin yanında bir kadın varmış kadın 3 cocuğunu gecindirmek için 3 işte çalışıyormuş........ yuh dedirtirlen bu amerika...........ama tabii orda saatlik çalışma sistemi var orasıda ayrı ama 3 işte çalıştırılırmı bir insanbeeeee.....

türkiyede bir insan 3 işte çalışsa daire alır şerefsizim daire :P. ..
0
bm
Eger acliktan bahsediyorsak Turkiye nispeten zengin ulkeler arasinda. Istatistikle fikir dansozlugu yapmak kolay tabii ama en azindan dusunmek bakimindan asagidaki yazi belki yardimci olur. Gordugunuz gibi biz de dunyanin cogundan zenginiz: http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=12117

Dogum piyangosundan kendilerine Turkiye gibi oldukca iyi bir yer cikanlarin memleketin disindaki aclari duyunca daha zengin oldugu dusunulen ulkelere giydirme adetini anlayamiyorum. Gercek su ki, bu memlekette insanlarin bir paket sigaraya verdikleri para baska bir memlekette bir aileyi belki bir gun belki daha uzun zaman doyurmaya yetiyor.

Kisisel olarak yardim etmeme kararinin Iraki, Amerikasi somurusu bilmemnesi yok, gucumuz yeterken vermiyorsak (ben zengin filan degilim ama verebilecegim kadarini dahi vermiyorum) lutfen 'ama filanca da adam olduruyor' 'ama benden zenginler de vermiyor' 'ama once herkesi zorlayacak bir duzen kurulsun' 'ama sekizinci cocugunu yaparken bana mi sordu?' 'ama kendi sectikleri insanlar onlari soydu' gibi (dogru veya yanlis) seylerin arkasina siginmayalim. Su anki sartlarda bende var, muhtac olani da goruyorum ama bilerek ve isteyerek ozgur irademle vermiyorum iste deyip yuruyup gecelim. Davranisimiza ve bencilligimize kilif bulurken hic olmazsa aklimiza zarar vermeyelim.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Ben Size Altın Örümcek Alamazsınız Demedim!

parsifal

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Altın Örümcek 2005 Kamu Kurumu ödülünü kazanmış.

Heralde sonradan bir rehavet çökmüş ki, Kültür kısmında bulunan "CRR Konser Salonu" linki bizi önce http://www.crrks.org adresine, ordan da buraya yönlendiriyor.

Ve CRR Hakkında kısmına girince ağzımız bir karış açık kalıyor.

Burda tartışmamız gereken konu örümceğin hangi şartlarda verildiği mi yoksa bu büyüklükteki bir belediyenin web sayfasının içler acısı hale nasıl geldiği mi?

Zoho Görücüye Çıktı

Titus

Microsoft ile Google çekişip duruyor. Biri IM yazılımı geliştiriyor, diğeri hemen karşı atağa geçip cevabı yapıştırıyor. Biri e-posta servisi açıyor, diğeri ise hemen daha teferruatlısını sunuyor. Belki bu çekişme son kullanıcı olan bizlere yarıyor olabilir ama bu sefer bu çekişme başka birilerine de yaradı. Zoho bu ikilinin çekişmelerinin arasından sıyrılıp görücüye çıktı. Tam donanımlı özellikleri ile Goolge ve Microsoft'a kafa tutacakmış gibi duruyor.

Dosyalar, kaynak kodları yetmez... İşlem gücümüzüde paylaşalım

tongucyumruk

Bu fikir daha önce başkasının aklına geldi mi veya uygulanıyormu bilmiyorum ama dün aklımda belirdi ve bana oldukça çekici geldi doğrusu. Tabii az sonra anlatacaklarımı yapmaya benim teknik bilgim yetmeyeceğinden FM ile de paylaşmak istedim.

İnternetin ortaya çıkışından beri insanlar sürekli birşeyleri paylaşma eğilimi içindeydiler. Önceleri bu sadece düz metinden oluşan bilgiydi (kaynak kodu, şarkı sözü, bilimsel araştırma sonuçları vs). Daha sonra sıkıştırma algoritmaları gelişip bant genişlikleri arttıkça insanlar önce resimleri daha sonraları ise önce müziği ve videolarını paylaşmaya başladılar. Ve bence şimdi bunu sadece veri paylaşımının ötesine geçirmenin vakti geldi...

Türkçe-İngilizce Terim Kütüphanesi

SHiBuMi

Uzun zamandan beri Internette İngilizce doküman hazırlarken kullanabileceğim bir sözlük arıyordum. Şimdiye kadar rastladıklarım ya aşırı derecede kullanışsızdı (aralarında Türkçe sözlük içersinde Türkçe harfleri aramada problem yaşayanlar var) ya da aradığını bulmak mümkün değildi. Biraz önce www.zargan.com daki sözlüğü keşfettim. Bu sözlük terimler sözlüğü olarak geçiyor ama oldukça geniş bir veritabanına sahip ve her aranılanı bulmak mümkün. Ayrıca veritabanı değişik kategorilere ayrılmış ve sonuçlar iş dünyası terimleri, genel sözlük, bilişim sözlüğü vs. diye listelenebiliyor. Oldukça kullanışlı bir sözlük, İngilizce terimlerle sık uğraşanların bir gözatmasını tavsiye ederim.

PCnet, dünyanın en pahalı internet erişimine karşı

saman

PCnet dergisi Türk Telekom'un fiyat politikasını protesto eden bir kampanya başlatmış, sanal ortamda imza topluyorlar. Amaçları hedef kitlelerine sempatik gözükmek mi bilinmez ama yinede topluluk olup sesimizi duyurmak için iyi bir fırsat. İşte detaylar:

Türkiye'nin bilgisayar ve internet dergisi PCnet, Türk Telekom'un ADSL fiyatlandırma politikasını protesto ediyor. Siz de Türk Telekom'un ADSL fiyatlarını düşürmesi gerektiğine inanıyorsanız protesto girişimimize katılabilirsiniz.

http://www.pcnet.com.tr/adsl